AY (KOÇ) PLUTO ( OĞLAK) KARE AÇISI... BATEN KAİTOS YILDIZI VE HZ. YUNUS
"Dönüşüm" kelimesi bana hep kelebekleri hatırlatır. "Tırtıldan Kelebeğe"... Kendi kozasını ören tırtıl, kaderini kendi elleriyle örüyor. Sonra o kozadan, dünyanın en narin, en hassas, en güzel, en latif yaratığı çıkıyor. Kendi kozasını ören insancık... gerçekten bu kozadan kemal mertebede çıkmayı başarabilir mi?
Ay Koç burcunda menziline devam ederken, Oğlak burcunda retro Pluto ile kare açısı kesinleşiyor (saat 15:00'de ). Pluto dönüşüm demek... duygular, hisler, aile, anne, baba, kökler, korunduğumuz yer, toprak, atalar, hafıza, tarih konuları bugün gündemi meşgul ediyor. Ve bu konularda dönüşüm, bireyin "kimlik" çabası içinde kendi dönüşümü için mükemmeli yakalama çabası içinde seyrediyor.
Haritasında Ay Pluto açıları olanlar; aile ile ilgili konularda dönüşüm sancısı güçlü yaşanır. Zorluklar, takıntılı duygusal güç savaşları, aşırı korumacı, kaybetme konuları ile ilgili imtihanlar yaşanır. Hatta dönüşüm sağlanamaz ise yani bu takıntı ve korkulardan kurtulamaz ise daha da hastalıklı bir hal alır. Herşeyi kontrolü altında tutma takıntısı ve bu kontrolü kaybettiğinde herşeyi kaybetme korkusu bireyi gitgide bu hastalıklı tutumu sebebiyle herşeyi kaybetmesine neden olduğu gibi düşmanca tavırlarla karşılaşır. Düşmanlığa dönüşen ilişkiler yaşar. Hangi burçlar ve evlerde duruyor ise ona göre şekillenir konular..
Derinleşen konular, Mars'ın Başak burcuna geçişiyle birlikte, detaylarda, didikleyen, mükemmeli yakalama çabası için, eleştirerek savaşma, mücadele etme şeklinde tezahür ediyor.
AY, RİŞA MENZİLİNDE... REFİU'DDERECAT ... BALIĞIN KARNI... VAVİ...
Hepsinden önemlisi Ay saat 15:00 de Baten Kaitos yıldızı kavuşum yapacak. Baten Kaitos "Balığın Karnı" adıyla hz. Yunus'un balığın karnına düştüğü o mühim hadiseyi sembolize eder ve anlatır. Haritasında 21 derece 57 dakika Koç burcunda gezegeni olanlar bu yıldızdan etki alırlar. Bu etki çok yüksek bir güç ile zorluklar altında bırakılmaya, düşme ve darbelere işaret eder. Sıkıntı içinde yalnız kalma ve ağır nefs terbiyelerine... ölüm ile yüzleşmeye, hareketsiz bırakılmaya mahkum edilir. Hz.
Yunus'un duası, sabrı ve tevbesi bu durumda yardımcı ve yol gösterici olacaktır.
"La ilahe illa ente subhaneke... inni küntü minezzalimin"
"Senden başka ilah yok, herşeyden münezzehsin. Muhakkak ki ben kendime zulmettim!"
diyen hz. Yunus gibi, başa gelen tüm sıkıntı ve musibetlerin sebebini kendi nefsinden ve günahlarından bilme edebi içinde bulunan kul için "yüksek mertebeler" var.
Kimi kelebek gibi kendi kozasını örer ve hapseder kendisini kimi dışardan gelen etkilerle hayatı hapse dönüşür. Sebebi ne mi? Tekamül... İnsana Dönüşüm... İşte Pluto bu sancının ve dönüşümün en yoğun ve en ağır sembolü... Haritanızda her nerede ise o konu ve burçlar nerede sancı ve dönüşüm olduğunu haber verir.
"Senden başka ilah yok, herşeyden münezzehsin. Muhakkak ki ben kendime zulmettim!"
diyen hz. Yunus gibi, başa gelen tüm sıkıntı ve musibetlerin sebebini kendi nefsinden ve günahlarından bilme edebi içinde bulunan kul için "yüksek mertebeler" var.
Kimi kelebek gibi kendi kozasını örer ve hapseder kendisini kimi dışardan gelen etkilerle hayatı hapse dönüşür. Sebebi ne mi? Tekamül... İnsana Dönüşüm... İşte Pluto bu sancının ve dönüşümün en yoğun ve en ağır sembolü... Haritanızda her nerede ise o konu ve burçlar nerede sancı ve dönüşüm olduğunu haber verir.
Mütefekkir şehid Salih Mirzabeyoğlu iştikak ilmi ile anlattığı Kamer menzili üzerinde şöyle açılımlar yapıyor;
" İBRAHİM KASSAROĞLU. (İbrahim-Cumhurun Babası. “İbra: Temize çıkarmak… Him-Temel. Esas. Huy, mizaç”: 259: Urgan-İp. Halat. “Akl. Ölüm; zamanın maksatlılığı”… Vav harfi, Allah’ın “Refiu’d-Derecat-Dereceleri yükselten” ismi, Yüksek Dereceler mertebesi, Kamer menzillerinden “Balık karnı denilen menzil. Kuyudan su çıkarmakta kullanılan urgan”a işaret eder… Mutahhara-Temizlenmiş: 259: Mustani’-Birini yetiştirip adam eden kimse… Kassar-Leke çıkaran. Çırpıcı,
yıkayıcı: 391: Şafî-Hastaya şifâ veren. Yeter görünen, kifayet eden… Veşin-Tarikat. Üstüne iplik sardıkları ağaç; ruha bürünen can, diri: 391: Fürayık-Yumuşak bedenli yiğit; Vâli iradeye kolayca itaat eden, her türlü ameli kendisiyle gerçekleştirdiğimiz bedenin sahibi… İbrahim Kassar-3. veya 4. asırda Şam’da yaşamış, bütün hayatı boyunca varını yoğunu halkta tasavvuf kabul olsun diye harcamış, aydınlatmış bir Veli: 650: Müstakim-Doğru istikametli, hilesiz, temiz… Mazrahî-Ulu, şerefli kimse. Her beyaz nesne. “Beyaz, mücerredin rengi”: 651: Tefelsüf-Felyesoflaşmak. Mütefekkir): 1692: İLHAN-Hükümdar; Metanet mertebesi, nefyi hazır… MUHİB IŞIKLAR-Efendi Hazretleri’nin yakınlarından, Üstadım’ın “Kemâl örneği dostum” dediği, çok sevdiği zât: 1692: MÜNSAKİB-Delinen. “Mahzum”… SABARET-Kefalet; emin olduğunun zararını ödemeyi kabul etmek: 693: BESARET-Göz açıklığı. Dikkatli bakış… MAHZUM-Her delinmiş nesne; derinleşilmiş. “Nesne, sadece eşya ve hâdiselere aid değildir; varlık ifâde eden ve kula bakan yüzüyle herşey, nesnedir; düşünene nisbetle, düşünülebilen”: 693: SÜRYOİT-Süryanice, “Süryani Lisâni”.
(Süryanice harflerin ebced toplamı: 1495= 496: Derviş Muhammed-442 mührü, küçük ebcedle)… Süryanice, HAGOROYUTU MQABLUNO MHAYNUTO-İslâma muhatab anlayış. (Süryanice, Şyogo-Yıkamak. Leke çıkarmak. Kassar: 1322: Ardhsjme-Arnavut dilinde, “Gelecek”; mukabili, alıcısı, İslâma muhatab anlayış… Süryanice, Şubho-İzzet: 1322: Mirzabeyoğlu)… Süryanice, MELTO GABORO-Fikir Kahramanı: 1682: GAZYUTO TKOLO-Süryanice, “Ölüm Odası”.
(Ölüm Odası B Yedi 391)
"Kula bakan yüzüyle herşey nesnedir; düşünene nisbetle, düşünebilen" ifadesinin altını çizerek, tüm konu ve hadiselerin insanın kendisine bakan yüzünü bilmesi ve anlaması ve bunlarla ilgili düşünme ve tefekkür etme mekanizmasını çalıştırması cihetiyle baktığımızda, yukarıda geçen manaları bir hayli yol gösterici buluyorum.
Şair Baudelaire "DÜŞMAN" şiiriyle Pluto döngüsünün ağır hasar veren etkilerinden bahsediyor sanki... Dönüşüm sancısını en iyi betimleyebilecek şairlerden biri olarak gördüğüm BAUDELAİRE 'in bu şiiri, eminim hepimizin acısına tercüman olacak.
Şair Baudelaire "DÜŞMAN" şiiriyle Pluto döngüsünün ağır hasar veren etkilerinden bahsediyor sanki... Dönüşüm sancısını en iyi betimleyebilecek şairlerden biri olarak gördüğüm BAUDELAİRE 'in bu şiiri, eminim hepimizin acısına tercüman olacak.
DÜŞMAN
Tükendi gençliğim karanlıklarda,
Çılgın fırtınalarda ve yağmurlarda;
Güneş bazan açtı, kapandı derhal
Bahtımın yazgısı karanlıklarda;
Öyle harap ettiler ki gönül bahçemi
Dallar hep kırıldı, yapraklar yerde
Kuytularda birkaç meyvesi kaldı...
İşte ulaştım güz aylarına
Fikirler sararmış yapraklar gibi;
Kullanmalı artık her bir aleti
Küreği, tırmığı ve ötekileri,
Düzeltip onarmak için yeniden
Bahçemdeki bütün harap yerleri
Suların basıp da oyup açtığı
Kocaman çukurları mezarlar gibi...
Hayal ettiğim yeni çiçekler,
Acaba bulurlar mı kimbilir,
Ardıç kuşlarının bulduğu gibi
Güç alabilecekleri her bir gıdayı,
Gizemli gıdayı, özlü gıdayı
Bu sulak topraklarda. Bu hoş havada.
Ey acı! Ey acı! Yiyip bitiriyor hayatı zaman,
Ve yüreğimizi kemiren düşman
Bu anlaşılmaz, bu garip düşman
Büyüyüp güçleniyor kanlarımızla
Durmadan kaybettiğimiz kanlarımızla.
(Fransızca`dan Çeviri : Şevket Seydialioğlu)
Yorumlar
Yorum Gönder