AY BOĞA BURCUNDA... BUTAYN MENZİLİ... "AY BOĞA BURCUNDA YÜCELİR"!

GÖKYÜZÜ GÜNLÜKLERİ - 9

   Pazar gecesi başlayan bu menzil Pazartesi akşamı saat 19:00 a kadar etkin... Boğa burcunun 8. derecesi ile 21. derecesi arasında aktif bir menzil. Erkek ve kadın ilişkilerinde tanışmalar için çok uygun ve olumlu olarak görülmüş... Ruhi ve manevi çalışmalar için güçlü bir dönem olarak bildirilmiş,sanat, fikir ve yazı çalışmalarında kuvvetli bir düşünce gücüne işaret edilmiş...
    Boğa burcu ile AY arasındaki yakınlık ve bağ oldukça güçlüdür. AY; Anneyi, duyguları, hafızayı, vatanı, doğduğu yeri, geçmişi, bilinci, şuuru ve bilinçaltını temsil eder. İbnül Arabi hz. "Saatlerin Hazinesi"nde hz. Adem'in yaratılışının AY'ın yöneticisi olduğu YENGEÇ burcunda gerçekleştiğinden bahseder. Bu yönüyle de baktığımızda AY'ın anlamları daha da derinleşerek karşımıza çıkar. 
    Hatırladığımız pek çok şeyin ya da hatırlamadığımız ama ruhlar aleminden kalbimize akan "şuur"unda olmadığımız bilgiyi de içerir. Bu bilgiler zamanı geldiğinde ilhamlar olarak kalbe inerler. Bağlı olduğumuz fikir, inanç ve düşünce dahi bu bilmediğimiz "şuur" seviyesinden, yani ruhlar aleminden varlık dünyasına bize aktarılan ,"hafıza"mızda varolan ve hatırlatılan "İNSAN olma memuriyeti"nden başka bir şey değil. 
     Salih Mirzabeyoğlu'nun : "İnsan kainatın hülasası kendi kendinin keşfine memur; kişinin bilerek ve bilmeyerek tüm arayışı bu... Bunu ŞUUR halinde hissetmek, ne yakıcı bir hal; mesafesizlik içinde hep yeniden yenilenen bir arayışa mevzu." (Necib Fazıl'la Başbaşa)
      Boğa burcunda yücelmesine gelince; Boğa burcu yaratılışın form bulduğu toprak elementinde "Suret"in güzelliğini , teni,dünyevi planda var olanı temsil eder. Yöneticisi VENÜS - ZÜHRE bu güzelliğin dengesini, şeklini ve sanat içinde benzersiz bir biçimde "yaratılış"ın sembolünü temsil eder. BOĞA BURCU... Renkler, şekiller, tatlar, sesler, müzik Boğa nefsinde en yüksek seviyeye ulaşır. Ruh - beden - nefs zıtlığı içinde ruhun beden içinde nefs ile en ahenkli buluşmasıdır AY' ın Boğa burcunda yücelişi.
       Hafıza ve şuur ve anne ve toprak ve vatan duygularının tamamı net bir şekilde yerine oturur. Boğa burcu tüm duygulara, hislere ve arzulara  yani AY'a  form verir. Güzellik ve ahenk vazgeçilmezi olur. Ruhun "şuur" seviyesinde zihinde form bulması yani "fikir" olarak fışkırması ve insanlığa yön vermesi, insanlığın gelişimini etkilemesi, medeniyetlerin kuruluşu, devletlerin yönetilişi ve sistemlerin bina edilmesi , şiir, resim, müzik ve tüm estetik sanatlar gibi tüm manalar Hayat bulur. İbda Fikriyatının kurucusunun en büyük tezlerinden biri olan "Peygamberler olmasa medeniyet olmazdı" tezi su götürmez bir hakikatin "fikir" olarak "şuur" seviyelerimizde yer bulması hiç şaşırtıcı değil! Bu etki Peygamber ve Peygamber varislerinin mükemmel bir şekilde temsil ettiği bir mana olarak karşımıza çıkar.
        Jodi Foster "CONTACT" filminin bir bölümünde  - kaç kez izlediğimi artık unuttuğum- evrenin dayanılmaz ve insanı kendinden geçiren görüntüsü karşısında şu sözleri sarfediyor; "Bu bir şairin yaratmış olabileceği türden bir güzellik... Şiir gibi... Anlatılamaz, anlatılamaz bir güzellik... " Evren; dayanılmaz estetik , zevk, güzellik ve nizam ile sonsuz bir ahenk içinde seyrederken, Üstad'ın meşhur dizeleri dilime dolanıyor:
"Kaçır beni âhenk, al beni birlik; 
Artık barınamam gölge varlıkta. 
Ver cüceye, onun olsun şairlik, 
Şimdi gözüm, büyük sanatkârlıkta."
       AY Boğa burcunda işte tam da bu mükemmel ahenkten dolayı yücelir... Şiirlerin can bulduğu HAYAT ... 
      Tarih boyunca "BOĞA" sembolü ve tepesindeki "Boynuzlar" çok mühim yer edinir. Boğa bedeni temsil ederken, tepesindeki boynuzun  AY 'ı sembolize edişi ile yaratılışın mükemmel formunu tasvir eder. Beden formunda birliğe ulaşan, Ruh ve Nefs zıtlığı içinde tekamülün gizlendiği hakikatteki birliği anlatır. Üstelik Hz. Musa'nın Tur dağına çıktığında Samiri'nin altından bir buzağı yapması yabana atılmayacak kadar mühim bir zafiyet! İşte burada yükselişte olan AY düşer, nefsin en aşağı mertebelerine.
     Bu öyle bir zafiyet ki sembollerin içerdiği manalar içinde hakiki bilgiye, vahye ve Bir Allah' a ve O'nun Resulüne imanı bulmaları gerekir iken onlar yanlarından henüz ayrılan HZ. Musa'ya ihanet ederek HEYKELe tapınmayı tercih etmişler. Hakikat burunlarının dibinde olmasına rağmen nefslerindeki aciz taklit onları hakikatten uzak kılmış ve körükörüne tapınma tuzağına düşürmüş. 
      "Fikir" yoksunluğu yaşayan ve "ideale bağlanma" nın ne demek olduğunu bilmeyen ve "hakikat incisi"nin arayışı olmayan tüm insanlar işte tam da bu tuzağın içinde debelenmektedir. Geçmişten kalan atalarının artıklarına tapınmaktan vazgeçemeyen hakikatten uzak "taklitte" maymundan daha sefil bir seviyeye düşen nesil yok olmaya mahkum. Düşünmeyen, akletmeyen ve "fikir" seviyesinde imanı mücerred seviyeden, yaşanan müşşahhas bir ahlaka dönüşmedikçe AY BOĞA burcunda yücelmez... Nefsin ve şeytanın elinde şehvetin, zevkin , arzuların esaretinde çürüyen bir nesil çıkar karşımıza...
    

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KOÇ VE BALIK BURÇLARININ STELYUMUNDA İKİ DEHA

AY BELDE MENZİLİNDE ; NUNKİ VE ASCELLA

GÜNEŞ MERKÜR KAVUŞUMU -CAZİMİ- ZUBENESCHAMALİ YILDIZI ... ADALET SAVAŞÇISI DOLUNAYI