VENÜS (ZUHRE) PLUTO SEXTİLİ... AŞKIN SONSUZ DÖNÜŞÜMÜNDE "BİLİNMEZ MEŞHUR"!

"BİLDİM SENİ EY RAB, BİLİNMEZ MEŞHUR!"

Bilinmez bir yolculuğun en büyük bilinmeyeni olan İnsan... KİMin peşinde koşmanın azabı, sevinci, ızdırabı, üzüntüsü, kederi ve zevki ile kavruluyor! Evet İnsan çeker ancak bu azabı ve zevki bir arada. Bütün zıtlıkları içinde barındıran İnsan'ın yolculuğunda; Zühre - siz Venüs deyin- Akreb burcunda hırpalayıcı yolculuğuna bir de Pluto ile sextil bir açı ekliyor ki siz buna, tutku ve bağlılığın dizginlenemez hatta takıntıya varacak derecede, aşkın dipsiz denizinde bir girdap içinde savrulmak deyin... 

Üstelik bu açıyı yöneten esma ya ALİM! Sarfe menzilinde yoluna devam eden AY Başak burcunda, ALİM esmasının yönetiminde Venüs (Akreb) Pluto (Oğlak) açısının kuvvetinin yönünü çiziyor, terbiye ediyor... Bileni ve anlayanı elbet! 

"Ancak Alimler Allah'tan hakkıyla korkar!" (Fatır 28)

Kimdir Alim? Allah'ın isimlerinden güzel bir isim. Kullarına da verdiği... Kim bilir kalbindeki sırrın bilgisini Allah'tan başka. Kim bildirir? Pek çok şey yaşayan İnsanoğlu tecrübe bilgisi ile dahi Rabbinin sonsuz sırlarına yol alabilir. "İlim çoktur" der Sadredddin Konevi ve "her ilmin bir ehli var" ve şöyle devam eder:

"İlim mertebesine tefekkür ve nazar gücü ile giren kimse, aklının tavrının gerektirdiği ölçüde bu mertebeden bir şeyler öğrenir. 

TAKVA yolundan "zevk" olarak bu mertebeye giren kimse ise, her şeyi aşmış ve her şeyi elde etmiştir" 

TAKVA; yani Allah'tan hakkıyla korkanların bilgisi...

Venüs Pluto açısına eşlik eden Ay; nefsin düşmanlık, hiddet ve şiddet sınrlarını zorlayan düşmanlık ve meydan okuma özelliklerini kuvvetlendireceği için, meydana gelen hadiseleri  çok iyi okumakta fayda var. Nefsin bilgisine sahip olmayanın, bu girdap içinde sergileyeceği tavır son derece zararlı ve yanıltıcı olabilir. Yanıltıcı diyorum çünkü, Neptün Balık burcunda bu duruma etkisi görülüyor. "Hakikatin bilgisi"ne erişmeyen ve sadece nefsin arzu, hırsı, takıntısı ve tutkusu yüzünden düşülebilecek durumlarda yanılgılar söz konusu! 
Bu menzilde zaten bir şeylere karar vermek ve başlamak son derece  sıkıntılı. 

HZ. MUSA'NIN MENZİLİNDE... YA ALİM

Şöyle der Mesnevi'de Mevlana, hz. Musa'nın Firavun'u imana davetinde;

" İnsanın kendi zeka ve düşüncelerine güvenip aldanarak, Peygamber'in ilmi olan gayb ilmini taleb etmeyişi;

Evde resimler ve süsler görmüştüm ben. Evin aşkıyla yerimde duramıyordum. 
Gizli  hazineden habersizdim. Yoksa balta olan elimde tutuğum ıtır topu olurdu.
Ah, baltanın hakkını vermiş olsaydım, şimdi tasayı ortadan kaldırmış  olurdum.
Resimlere göz gezdirip çocuklar gibi aşk oyunları oynuyordum."

Nefsine uyan Firavun için yapılan bu yorumlar, nefsi Firavun nefsi  olan ve kendinden başka hakikat görmeyen nefslerimiz için enfes bir benzetme. Dünya oyuncakları ile oynayıp, zevkperest, şehvetperest arzuların peşinde, sadece ve sadece kendi nefsinin hükümranlığının hükmettiği ve kendi nefsinin arzu ettiğini hakikat olarak gören bir beden ve zihin ve zeka ne yaparsa yapsın küfür uçurumlarından düşmekten kendisini nasıl koruyabilir? Nefsini bilen ancak yapabilir bu korumayı kendinde. 

VE BİR MÜJDE!


Cüneydi Bağdadi'den enfes bir yorum size;

"İHLAS, Allah ile kul arasında bir sırdır. Onu melek bilemez ki yazsın, şeytan bilemez ki bozsun, nefs farkedemez ki saptırsın".


Ne melek ne şeytan ne de nefs... Hiç birinin erişemediği tek alan... Kulun İhlası... Rabbiyle arasında bambaşka bir dünyaya açılan kapı. Hiç bir şey bozamaz onu. Müjde gibi değil mi? Hani Şeytanın İnsanı saptırmak için and içtiğinde "ihlaslı kulların müstesna" dediği! (Hicr 40) İhlasımıza sahip çıkalım ve diyelim ki; 

ÇÖZEMEM KENDİMİ SENDEN! 

İnsan kabul etse de etmese de, inansa da inanmasa da bir kördüğüm gibidir Rabbiyle bağı. Aşk'ın tariflerinden biridir değil mi kördüğüm... İşte öyle...Böylece Venus Pluto açısının Ay'ın menzilinde seyrettiği "SAİD" olma şerefine ermeli. Günaha, isyana, düşmanlığa, şehvete ve arzuların galeyanına gelerek değil, nefsimizin dahi erişemediği o "ihlas" alanında birebir rabbimize olan bağlılığımızı "Yakin" olma mertebesinde bularak, kuvvetle, aşkla, hayranlıkla idrak etmeli.... Bir şiddet olacaksa eğer bu ancak Rabbimize olan hayranlığımızın ve aşkımızın artışındaki şiddet olur ancak! Bir şiddet olacaksa eğer O'NUN BİRLİĞİ içinde, nefsimizi yerle bir  etmek için olsun ancak... AŞK'ın hakikati dirilmeli gönüllerde, şehvetin değil... Sevginin hakikati ve özü konuşmalı dillerde... Nefretin, kıskançlığın ve intikamın değil! 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KOÇ VE BALIK BURÇLARININ STELYUMUNDA İKİ DEHA

AY BELDE MENZİLİNDE ; NUNKİ VE ASCELLA

GÜNEŞ MERKÜR KAVUŞUMU -CAZİMİ- ZUBENESCHAMALİ YILDIZI ... ADALET SAVAŞÇISI DOLUNAYI