OĞLAK BURCUNDA DOLUNAY... NEAİM MENZİLİNDE... HER ŞEY O'NUN KONTROLÜ ALTINDA!
GÖKYÜZÜ GÜNLÜKLERİ - 13
Bir baktım yine her yerde tuhaf dolunay yorumları ve hiç yakışık almayan ifadeler almış başını gidiyor. Fikir aklı terkedince sadece bilgi odaklı yorumlar, ezber kalıplar ve işin hakikatinden habersiz, özün özü de kaybolmuş, sığ bir astroloji karşımıza çıkıyor. Fikirden yoksun, zevk ve estetik idrakini kaybetmiş, abur cubur zihnimize yığınla doldurulan endişeler, korkular... Her şeyden önce astrolojiyi kehanet gibi kullanma arzusu "bilme" hastalığımızın gereksizliğini ortaya çıkarıyor. Evet öyle "bilmek ve bilgiye sahip olmak" hastalığı.
AY - SATURN İLE KAVUŞUM YAPARSA... EL MUHYİ... "NİZAM ÜSTÜNE"
Güzel bir menzilde güzel bir dolunay izleyeceğiz. Allah'ın MUHYİ esması aktif. MUHYİ esması Sadreddin Konevi yorumu ile şöyle; "İlahi hayat sırrı bütün mevcutlara sirayet etmiş, böylece bütün mevcutlar, Hakkın hayatıyla canlı olmuşlardır. Ama yaratılan her canlı hayatın kendisinden çıktığını zannederek bir iddia içinde gaflet ve cehalet örtüsüne bürünmüş."
Bu dolunayın sırrını sanki ifşa etmiş oldum sizlere. Ama hepimizin anladığı şu mana çok açık değil mi? Emanet olan hayat hakkımız üzerinde kimse ipotek koyamaz. Sahte kahramanlar üzerimizde hakim olamaz. "Hakimiyet Allah'ındır" hakikati kulların O'ndan ve hakimiyetinden gafil ve cahil olmasıyla da "yok" olmaz! Şarlatanca siyasetlerin üzerimizde kıl kadar tesiri yok. Her türlü, oyun, düzenbazlık ve sahtekarlık tüm çıplaklığı ile karşımızda! Gerçeği ve hakikati göremeyenler "nefs" karanlıkları içinde hayatın kendilerinden fışkırdığını zannedenler... Hakkı göremeyip sapkın ideolojilerinin kurbanı olanlar... Hakktan yana durup Hakkın adını kullanarak Hakka karşı duranlar!
Üstad Necib Fazıl'ın meşhur muhasebesi içinde bulduğumuz ve öğrendiğimiz ;"hikmet için hikmet"e sahip olmak ya da bilmek değil amacımız. Hikmeti "nefsi bilmek - rabbi bilmek" davasında fikir olarak yaşar Mü'min!
Yaratılıışı temsil eden (hz. Adem'in yaratılışının bu burçta gerçekleştiğini söyler ibni Arabi) Yengeç burcundaki Güneş, hamuru rahmet ile yuğrulan "İnsan" için doğum yerini ve geldiği yeri işaretler. Yaratıcıyı anlatır ve İnsanı... Yengeç burcundaki bu mana RABB ve İNSAN arasındaki sarsılmaz bağı ve bütünlüğün sembolü! Tıpkı anne ve çocuğu arasında, doğum ve dünyaya getirme ile oluşan "kudsi bağ" gibi.
Yengeç burcunun yöneticisi AY ise OĞLAK burcunda. Dolunay sembolizmi Kurtadam sembolü ile hep birleştirilmiş bir arada kullanılmış. Yadsınamaz bir gerçeği gösteriyor ki nefs bu dönem içinde en kuvvetli haline ulaşıyor. Durdurulamaz arzular, hayvani nefs ile büyüyüp zarar verici hale geliyor. Allah Resulü dolunay zamanlarında "oruç tutmayı" tavsiye ederek, bu dönemde hayvani nefsi terbiye etme yolunu gösterip, aynı zamanda ruhun bedene hakim bir aksiyon içinde olmasına olanak sağlayıp manevi yükselişe de yol açmış. Böylece aklı ve fikri örten hayvani istek ve arzular ve nefsin kibir ve kendinden başkasını tanımayan hakimiyetine terbiye uygulanmış olacak.
AY (anne, aile,bilinçaltı, duygular,halk) Oğlak burcunda ve üstelik Saturn (baba, dede, otorite, patron, iktidar)ile kavuşum halinde. Saturn güçlü olduğu ve yöneticisi olduğu Oğlak burcunda yönetimi ve iktidarı kimseye bırakacak gibi gözükmese de geri harekette oluşu ,iç nizam ve muhasebe ile yalnızlığı çağrıştırıyor.
Oğlak Burcu ve Saturn deyince disiplin, otorite, kurallar, yazılı kurallar, örfi kurallar geliyor aklımıza hemen. Ama ""NİZAM" dediğimiz zaman bir başka mana fışkırıyor önümüze... Bakın Üstad Necib Fazıl katı kurallar ve disiplin gibi etrafımızı kuşatan tüm bu donuklaşmış kelimelere yepyeni ve üstün bir mana ile yol açıyor. Ve Saturn de Oğlak burcu da onun belirttiği "NİZAM DAVASI" yüceliği içinde gerçek yerini buluyor. Bu durum hem kendi "oluş" davamızda hem de "toplum ve iktidar" nezdinde, donuklaşmış, katılaşmış, baskıdan ve yozluktan, yobazlaşmaktan ve insanlar üzerinde tahammülsüz baskılar kurmaktan hepimizi kurtaracak olan tek mana! Ancak o zaman "KRİSTALİZE" parlaklığın aydınlattığı, hem iç ve dış oluş manalarında hakikate ermek çabası içinde "Hakiki İktidar ve Yönetim"in ne olduğu belirecek. İşte "NİZAM ÜSTÜNE" başlığı altında Salih Mirzabeyoğlu'nun Üstad'dan devşirdiği inciler;
"Şimdi Geothe'nin bir sözünü söyleyeceğim sana... Der ki, bir nizamsızlık yapmaktansa, haksızlık yapmayı tercih ederim... Oysa nizamsızlıktır ki en büyük haksızlıktır!.. İslam baştanbaşa nizam belirtir; ZITLAR ARASINDAKİ MUVAZENENİN ÜSTÜN NİZAMI... Nizam öyle bir şey ki; vasıta ama her türlü "oluş" cevherinin bir adım önünde gider, gittiği her yerde oluş "gerçekleşir", olduğu zaman her şey "VAR", olamadığı zaman da her şey "YOK" olur. Ruhun derinliklerinden gelen bir estetik ve zevk halinde duymamız lazım; bünyemiz olmalı!.. Şu disiplin filan var ya, nizamın belirttiği mana önünde çocuk oyuncağı; otur, kalk, sağa dön sola dön filan... Anlıyorsun değil mi?" (Necib Fazıl'la Başbaşa - shf:47)
Nizam belirten bir karşıtlık içindeyiz bu dolunayda. Ya "NİZAM" sahibi olacağız ya da korkularımız, endişelerimiz, duygusal zaafiyetlerimiz, ailemizden, annelerimizden ya da dedelerimizden, babalarımızdan öğrendiğimiz safsatalar ve kuralların, ideolojik baskıların korkunç yığını, çöplüğü ve baskısı içinde boğulup gideceğiz. Hakikatin peşinde olanlar KENDİ KENDİLERİNİ KANDIRMAZ. Hakikat gözümüzün önünde! Çöplük yığını haline gelmiş sistemler ve zulüm abidesi olmuş ideolojiler için değil "HAKİKİ NİZAM VE SİSTEM" belirten dava için mücadele edelim.
İdealist insani fikirler... İnsan için, insanı yükseltmek için fikir haysiyetini kuşanmak davası... İnsan varoluşun yani yaratılışın hakikatine ulaştıkça, ideal fikrin temsil ettiği devletine yol almak için çalışır, mücadele eder ve hedefleri arasındaki HAYAT KAVGASI içinde yerini alır. Bu menzil Hz. Adem ile Hz. İbrahim makamlarında seyrettirir bize kendini. Hz. İbrahim'in sırrı ise; AŞK onun damarlarında kan olup akmaya ve vücudunun besini olmaya başladığı içindir ki Nemrud'un ateşi onu yakmamış... der İbni Arabi hz.
NEFSİNİN CEHENNEMİNDE DEĞİL, HAKKIN, ADALETİN DEVLETİ İÇİN YAN!..
İdealist insani fikirler... İnsan için, insanı yükseltmek için fikir haysiyetini kuşanmak davası... İnsan varoluşun yani yaratılışın hakikatine ulaştıkça, ideal fikrin temsil ettiği devletine yol almak için çalışır, mücadele eder ve hedefleri arasındaki HAYAT KAVGASI içinde yerini alır. Bu menzil Hz. Adem ile Hz. İbrahim makamlarında seyrettirir bize kendini. Hz. İbrahim'in sırrı ise; AŞK onun damarlarında kan olup akmaya ve vücudunun besini olmaya başladığı içindir ki Nemrud'un ateşi onu yakmamış... der İbni Arabi hz.
NEFSİNİN CEHENNEMİNDE DEĞİL, HAKKIN, ADALETİN DEVLETİ İÇİN YAN!..
"İSTİKBAL İSLAMIN'DIR"
Yorumlar
Yorum Gönder