BALIK DÜĞÜMÜ
Akşam olmuş saatler geceye doğru ilerliyor yavaş yavaş... Ruhun İnsan bedeninde ve kalıbında İnsan olmaya yol almaya çabaladığı şu karmaşık döngü. Sonsuzluğun özgür akışı içinde varoluş mücadelesi. Konular BALIK burcunda bir düğüm gibi dolanmış. GÜNEŞ 14 derece Balık Burcunda, Ay beş derece Balık Burcunda ve Merkür retrosu 29 derece Balık burcunda. Başta ortada ve sonda akan menziller BALIK manası üzerinde akışta...
Üstelik Uranüs 29 derecede Koç burcundan çıkmadan az önce, AlRısha yıldızı ile kavuşum yaparken, Merkür ile 30 derecelik bir açıda. AlRısha'nın anlamı tam da konumuzun üzerine bir düğüm gibi düşüyor.
"BALIK DÜĞÜMÜ" demek.
Sembolü; İki ayrı yöndeki balığın bir ip, bir düğüm ile birbirine bağlanışı.
Birleştirici etkiye sahip bir düğüm. Bu yıldız etkisini haritalarında barındıranlar için; kim olduğunu ve nereye gittiğini bilen birey olma vasfı öncelik kazanır. Zıtlıkları bir arada tutan özelliği ile Balık burcunun İnsan manasını her şeyi ile içinde gizli bir düğüm gibi barındırır, toplar ve biraraya getirir. Yine Necip Fazıl Kısakürek dizelerinden biri geldi takıldı dilime;
"Evet, her şey bende bir gizli düğüm;
Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!
Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm
Yetişir çektiğim mesafelerden!"
Ani ve beklenmedik süprizlere gebe bir süreç. Merkür retro hareketi süresince Jüpiter ile tekrar yapacağı kare açı 11 Mart ve sonrasında tekrar kesinleşecek. Düşünce, fikir ve kararlarda kaos etkisi... Belirsizlik... Bu belirsizlik içinde ulaşmaya çalışılan ideallerin büyüklüğü büyülerken gözleri korkup kaçmayın "ben bunu yapamam ya da yapamayacağım" diye.
Oysa belirsizlik diye bir şey yok. Siz kendinizi kararsızlıkta bırakmayın. Hedefleriniz, planlarınız ve programlarınız var ise karışıklık da yoktur zaten. Ama siz siz olun bu dönemde yeni kararlar almamaya, yeni işlere başlamamaya dikkat edin. Bu dönem, başladığımız işleri bitirmemiz ve tamamlamamız için mükemmel bir şekilde tasarlanmış.
Siz sadece sürece ve akışa bırakın kendinizi. İnanın... Belki de hiç olmadığı kadar inancın sınandığı, büyüdüğü ve genişlediği bir evre bu süreç.
Güneş ve Ay Sa'd ul Ahbiyye menzilinde... Kavi esmasının yönetici olduğu bu menzil Melekler makamını temsil ediyor. Bu menzil bir şeylere başlamak için değil. Bu menzil varolan sıkıntılara rağmen kuvvetli olma zamanını gösteriyor. Tam Yeni Ay öncesi gerçekleşen bu Retro hareketinin özünü anlar isek, Yeni Ay Receb ve Cuma gecesi Regaib ile manevi kuvvetin de desteği daha artacak ve kolaylaştıracak her şeyi Rabbimiz. Kuvvet ve gücü Allah'a havale edip tevekkül ile yol almanın zevkine erme saadeti... Sevgi ile vazifesini yapan, kuvveti Allah'tan bilen kulun sırtı yere gelir mi? İnanan kulun kuvvetini seyretme vakti.
"LA HAVLE VE LA KUVVETE İLLA BİLLAH"
Merkür'ün Retro hareketinin bulunduğu menzil, İNSAN makamını anlatır... El Cami esmasının yönetici olduğu ve tüm zıtların kendisinde toplandığı İnsan, yine kuvveti kendi özünden bulduğu ilahi kuvvet ile yol alabilir. Dönün bir bakın kendinize... "Ben" dediğiniz şeylere... Nereden nereye gittiğinize bir bakın. Muhasebe sadece kendimiz için değil, insanlık için İnsan olma adına verilen mücadelenin kendisidir aslında.
Cevap arayan ve bulmak isteyen Merkür Balık burcunda dağılır. Düşünemez olur,düşüncede dağınıklıklar, aynı anda bir çok mevzu ile yüzleşmeler... Oysa burada yani Balık burcunda düşünme eylemi yerini inanca terkeder. Elbette zararlı bir süreç olabilir. Her şeye inanan ve sorgulamayan biri için bu kandırılmaya ve dolandırılmaya kadar gider. Merkür Balık burcunda geri hareketine başladığında inancımızı ya da uğruna feda ettiğimiz ve inandığımız şeyleri sorgulamaya başlarız. Kafamız karışır. duygularımız karışır. Ama hisler işte onlar kolay kolay yanılmaz.
"BEN KİMİM, SAKİ OLAN KİMDİR, MEY DOSTLARI KİMLERDİR"
Balık burcunda yaşarken İnsan muhasebesini,Fuzuli'nin şu deyişi ne de güzel anlatıyor kendinden geçmenin ve kendinde olmanın hakikatini.
Balık burcunda yaşanan ve insanların idrak etmekte zorlandığı fikrin - yani kendinden geçmenin kendine varmak olduğunu - benlik duygusunun kaybıyla yaşanan ve nefs planında buna alışık olmayan insanın, "ama nasıl" kıvranışı olması gerekir. "Ben Kimim?" sorusuna Koç burcuyla cevap veririz. Son burç Balık burcunda "Sonsuzluk Kapısı" açılır önümüze. Orada her şey karmakarışık görünse de, olacak ve olan her şey karşımızdadır sonsuz seçenekler halinde.
"Ben Kimim?" sorusunu soran ve cevabını "Kendini bil!" diyerek veren bir birey için artık bunlar, çözümlenmesi gereken sorular değil, teslim olunması gereken konulardır. İnanç ve inanmanın kuvveti...
Teslim olma zamanı. Bize uygulanan güce güç ile cevap verme zamanı değil... Kuvvetli olma zamanı. Benliğin "Ben" diyerek inşa ettiği her şeyin burada eridiğini, yok olduğu ve artık görünmez hale geldiğini bilirsiniz ya da bilmelisiniz. Eğer bilinmez bir benlik davası ile düşerseniz yola, bu yol çok çetin geçer. Kafanız çok karışır, depresif bir psikolojik süreç, kendine acıma, kurban psikolojisi, duygusal karmaşa, kandırma ve kandırılma kapıda sizi bekler...
Tüm yapılan fedakarlıklar, özveriler, empatiler, kendinden geçip vermeler... Bunların hepsi yanılgı mıydı? Bunları sorgulamanın bir anlamı yok aslında. İnsan kendi yapması gerekeni yapmış ise ve hele ki HAKK'ın rızası gözetilerek yapılmış ise, nefsin kendi kaybedişi ile ilgili haykırışları ve ağlamalarını çok da kafanıza takmayın. Nefs kendinden fazla ödün verdiği için kaybettiğini düşünür, nefs başkasının nefsini kendinden çok sevdiğinde kaybettiğini düşünür... Oysa bunlar Rabbi bilme ve anlamanın sırları... İnsan ne kadar çok kendinden geçer ise Rabbine yaklaşır. Önce bil ama kendini... En son durak işte o kendinden geçme anı...
AŞK derler adına... Aşk kapısından geçmeyeni ise hiç bir menzil ağırlayamaz... Öyle ise soru tersine mi döndü şimdi yoksa? Önce kendini bil demiyor muyduk?
Dergahın kapısını çalan talipliye sorar derviş:
"Hiç aşık oldun mu sen?"
"Hayır" der kapıdaki talip...
"Öyle ise aşık ol ve öyle gel buraya"
der, derviş.
İşte öyle...
Yorumlar
Yorum Gönder