KOÇ BURCUNDA YENİ AY... "HAKİKATİ FERDİYYE"... ALPHERATZ
"MATLA’ Beyit: Şeb ki miftah-ı meh-i nev ola gencine-güşâ / Kıla peymâne-i gerdûnu cevâhir-peyma. — (Fuzûlî)… “Gece ki yeni AY anahtarı hazinesini açar — Dönen şarab kadehi cevher ölçsün!”… Şarab: Tasavvufta hakikat. Sırr." (Ölüm Odası B/Yedi - 164)
Fuzuli'nin saçtığı kelimelerin ateşindeki ruh kamçılıyor, okurken nefesimizi kesiyor ve sunduğu hakikat şarabında sarhoş olmak kadar, bir o kadar aklı başında olmanın halini anlatıyor. Hem sarhoş hem aklı başında! Yaratılış sırrının ateşinden bir şule, cevhere yol alır mı?
Koç burcu, yaratılış ruhunun saf ateşini temsil eder. Tüm varlığını ve kimliğini ortaya koymaktan çekinmez. Sabırsız, çocuksu ve istediği şeyi hiç düşünmeden, spontane bir şekilde ortaya koyar. Öyle ki bu uğurda savaşır, gerektiğinde başını da vermekten çekinmez, hatta düşünmez bile o esnada ölümün soğuk nefesini. Çünkü o alev almıştır bir kere. Ve esasında birey olmanın bunu özgürce ortaya koyabilmenin adı.
Koç burcunun vücutta başı temsil etmesi ve yönetmesi dikkat çekici.
Yunan mitolojisinde Ares, Roma'da ise Mars diye geçer. Araplar ise ona Merih derler. Koç burcunun yöneticisidir. Ateş elementi ve öncü grub içinde bulunuşu, pek çok yenilik ya da hareketin başını temsil eder. Meydan okuyucu mizacı hayat içinde hep gardını almasına ve savaş pozisyonunda durmasına sebep olur. Saldırgan tutumu ile dikkat çeker. Genel olarak askerler, komutanlar ve yöneticiler üzerinde hakimdir.
Güneş'in de Koç burcunda oluşu ve bu burçta yücelmesi ile bu ay, her türlü cesur girişimler, hareketler ve mücadeleler açısından, özgüveni yüksek, patlamaya hazır bir bomba gibi... Tıpkı dallarda vakti gelen tomurcukların patlayışı gibi... Tıpkı dağlarda donan karların eriyip yere coşkuyla akışı gibi... Yaşam üzerindeki her şey çok büyük bir coşkunluk, yepyeni bir diriliş ile yeniden yaratılıyor. Yaratılışın sonsuz çeşitliliği karşımızda tüm güzelliği ile arz-ı endam ediyor. Yaşam çeşmesinden fışkıran "Hayat Suyu" canlılığını tüm tabiat içinde ve insanda kendini ortaya çıkarıyor.
Her şeye şamil bu yüksek kuvvet, insanoğlunu nasıl da sarıp sarmalıyor. "Her şeyin başı önemli"... "Balık baştan kokar"... "Akılsız başın cezasını ayaklar çeker", gibi daha pek çok deyim ile Koç burcu manasının hayatımızdaki önemini idrak edebiliriz. Hatta hz. Ali' nin meşhur;
"Herkes sonundan korkar ben ise başından korkarım"
dediği hakikat, hem ilminin hem de idrakinin derinliğindeki keskin görüşü bize sunuyor.
Her şeyin başlangıç anı ve nasıl başladığı çok önemli. Bütün her şeyin sonunun nasıl geleceğini anlamak için başına, yani
başlangıç anına dönüp bakmak gerekir. Doğum anı haritalarının can alıcı özelliği bundandır işte.
İşte tam da burada başlangıçları temsil eden yepyeni bir Ay ile karşı karşıyayız. Nasıl başlıyor ve neye niyet ediyorsak güzellik ve hayır dileyelim.
FERD OLMANIN ZORUNLULUĞU
"Herkesin hakikati kendine. Hakikatin hakikati ise, TEK FERDİN HAKİKATİNDE. Bu tek fert de, topyekun zaman ve mekanın emrine verildiği, varlığın yüzüsuyu hürmetine yaratıldığı, "Gaye İnsan - Ufuk Peygamber" olarak Allah'ın sevgilisidir; Hakikati Ferdiyye, Ferdin Hakikati... Allah'ın "Sen olmasan, sen olmasan, alemi yaratmazdım", dediği Gaye İnsan - Ufuk Peygamber."
(Necip Fazıl'la Başbaşa - Salih Mirzabeyoğlu)
Özgürlüğü ve ferdin hakikatini ifade ancak Allah'ın Sevgilisine ram olmakla anlayacak ve onu taklid etmekle dahi insan olmanın manası mayamızda açığa çıkacak ve kendimizi bileceğiz. İşte hakiki fert o dur ki nefsinde o güzel ahlakın esiri olarak hür, bağımsız ve Hakk'ın savaşçısı olarak var olacaktır. Öyle ki Hakk'a kulluk ile hürriyet bulmuş olan özgürlük savaşçısı, hakkın ve adaletin tesis edildiği bir düzen dışında yaşayamaz, nefes alamaz, rahat bulmaz.
İşte tam da burada başlangıçları temsil eden yepyeni bir Ay ile karşı karşıyayız. Nasıl başlıyor ve neye niyet ediyorsak güzellik ve hayır dileyelim.
EL RISHA MENZİLİNDE AY ve GÜNEŞ
Bu menzil yüksek dereceler ve makamları temsil eden bir menzil. Şaban ayının girişini temsil eden bu gece, bu menzilde kulları için Rabbimiz yüksek vaadler veriyor. Çünkü özellikle bahşedilen dereceler, yüksek manevi mertebeler ile de çok yakından alakalı. Elbette kul yüksek derecelere ermek için değil Allah için yapar yapması gerekeni ve Allah da kulunu mükafatsız bırakmaz. İşte öyle bir ay... Allah için yapılan iğne ucu kadar dahi bir iyilik, güzellik, merhamet, adalet ve başkalarına yardıma ve hizmete koşmak adına ne varsa, karşılığı bir hayli güzel ve yüksek vaadler içeriyor. Zaten bu güzel ayın teması da bu değil mi? Her türlü olumsuz ve çirkinliklerden uzak durarak kulun kendi nefsini Rabbinin emrine terketmesi güzellikle.
"Beni peygamberliğe seçen (Allah'a) and olsun ki, kim bu ayda bir hayır ve iyilik kapısına yönelirse, tuba ağacının dallarından birisine tutunmuştur ve o, onu cennete ulaştırır. Kim de bir şer kapısına yönelirse, bu günde, zakkum ağacının bir dalına tutunmuştur ve o, onu ateşe götürecektir.”
Niyet ve amel ikilisi birbirinden ayrılmaz bir bütün. Bazen insanlar
yaptıkları iyiliklerin ters teptiğinden bahsederler. İşte orada durup nefsi bir temiz hesaba çekmemizi ister manevi büyüklerimiz.
Nefsin niyetinde mutlaka o iyiliği bozan çirkin düşünceler var. Çünkü niyet ne kadar saf ve halis olursa ve ne kadar olumsuz ve kötü düşünceden uzak olursa o kadar kemal mertebede karşılık bulur. Kemal derece saf bir niyet ise " Nefsi Safiyye" mertebesini işaret eder. Yani nefste Allah' ın razı olmadığı hiç bir fikir, düşünce, his ve hareket kalmamış olur.
"Ameller niyetlere göredir"
hadisi şerifi de, günümüz modern ve populer söylemlerinden biri olan "düşünce gücü, enerji, olumlama" gibi her şeyin özünü bir çırpıda anlatıveriyor. Manevi dinamiklerimiz içinde tüm bu popüler söylemlerin, özü ve hakikati bulunur iken, müslümanların da aynı furyanın peşinde koşarak, hani kendi evindeki hazinesinin farkında olmayan bir körlüğü ya da belki de kasıtlı bir propagandayı içeriyor olabilir. Nasılsa anlayış bir kere bozulmaya görsün...ALPHERATZ YILDIZI
Andromeda galaksisinin en mühim yıldızlarından biri Alpheratz, Prensesin başının üzerindeki güçlü, beyaz - mor ikili yıldız...
"Özgürlük, eylem, hareket kabiliyeti ve hız verir." ( Bernadette Brady)
"Venüs doğasında olan Alpheratz'ın şans, zenginlik, itibar, özgürlük ve aşkla ilgisini ortaya koyar." ( Janus )
"Bağımsızlık, özgürlük, aşk, iyi yaşam, itibar ve keskin zekadan konuşur" ( Robson )
"Venüs - Jüpiter etkili bu yıldızın, temel olarak ruhaniliği yüksek insanlarda pozitif yani olumlu etki verdiğini belirtir." ( Vehlow )
"İyi kaderin sonuçlarına, iyinin zaferine, ve terfi edilmeye karşılık geldiğini söyler." ( Felber )
14 derece Koç burcundaki bu yıldızı haritalarında taşıyanlar için güzel kısmetler ortaya çıkarıyor.
Güneş ve Yeni Ay'ın böyle güzel bir menzilde böylesi kısmetli bir yıldız ile kavuşum yapması; yeni, canlı, dinamik, özgür ve manevi anlamda yüksek idrak seviyelerine erişilebileceğini gösteriyor. Özellikle manevi, ruhani ve kalbi yetenekleri kuvvetli olan kişiler üzerinde daha yüksek seviyede hareket ediyor oluşu dikkat çekici. Zaten hiç bir yüksek seviyeli yıldız yok ki, manevi seviyede yüksek bir kalb derecesine ulaşamadığı sürece, bedbaht veya sıkıntılı bir sürece doğru terbiyeyi sürüklemiş olmasın. Büyük şans bir anda şanssızlığa dönüşüverir. Rabbin terbiyesine uygun amel etmek yani buna uygun hareket edebilmek, her şeyin özü. Şu meşhur ayeti kerime aklıma geldi bunları anlatırken. Yazmadan geçemeyeceğim;
gökleri çökertecek ve yeni kurbağa diliyle bütün "dikey"leri "yatay" hale getirecek bir nida kopararak "mukaddes emaneti ne yaptınız? " diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik...
"Özgürlük, eylem, hareket kabiliyeti ve hız verir." ( Bernadette Brady)
"Venüs doğasında olan Alpheratz'ın şans, zenginlik, itibar, özgürlük ve aşkla ilgisini ortaya koyar." ( Janus )
"Bağımsızlık, özgürlük, aşk, iyi yaşam, itibar ve keskin zekadan konuşur" ( Robson )
"Venüs - Jüpiter etkili bu yıldızın, temel olarak ruhaniliği yüksek insanlarda pozitif yani olumlu etki verdiğini belirtir." ( Vehlow )
"İyi kaderin sonuçlarına, iyinin zaferine, ve terfi edilmeye karşılık geldiğini söyler." ( Felber )
14 derece Koç burcundaki bu yıldızı haritalarında taşıyanlar için güzel kısmetler ortaya çıkarıyor.
Güneş ve Yeni Ay'ın böyle güzel bir menzilde böylesi kısmetli bir yıldız ile kavuşum yapması; yeni, canlı, dinamik, özgür ve manevi anlamda yüksek idrak seviyelerine erişilebileceğini gösteriyor. Özellikle manevi, ruhani ve kalbi yetenekleri kuvvetli olan kişiler üzerinde daha yüksek seviyede hareket ediyor oluşu dikkat çekici. Zaten hiç bir yüksek seviyeli yıldız yok ki, manevi seviyede yüksek bir kalb derecesine ulaşamadığı sürece, bedbaht veya sıkıntılı bir sürece doğru terbiyeyi sürüklemiş olmasın. Büyük şans bir anda şanssızlığa dönüşüverir. Rabbin terbiyesine uygun amel etmek yani buna uygun hareket edebilmek, her şeyin özü. Şu meşhur ayeti kerime aklıma geldi bunları anlatırken. Yazmadan geçemeyeceğim;
"Sana güzellikten ne ererse bil ki Allah'tandır. Kötülükten de başına her ne gelirse bil ki nefsindendir" (Nisa: 79)
Saturn ( Oğlak ) - Güneş ve Ay ( Koç )
Hem yeni Ay'a hem de Güneş'e kare açı yapan Saturn'ün zorlukları işaret ettiğini söylemem gerek. Tabiatın doğasında asla kesilmeyen bir terbiye akışı var. Saturn yöneticisi olduğu Oğlak burcunda ve üstelik Güney Düğüm ile kavuşum yapıyor ve Pluto ile tam kavuşuma doğru ilerliyor. Ne demek şimdi bu?
Belde menzilinde gerçekleşen bu kavuşum, gerek ilişkiler gerekse ticari işlerde sıkıntı ve baskı altında çok sıkı bir dönüşümü işaret ediyor. Mumit esmasının yönetici olduğu bu menzilde artık bırakılması gereken eskimiş ve köhne yapıların, düşünce ya da davranış modellerinin terkedilmesi gerekliliğinin zorunluğunu gösteriyor. Ya zorla bırakmak zorunda kalacak ya da bunun gerçekten farkına vararak hiç bir zorluk ya da baskıya maruz kalmadan, bu süreçte zarar görmeden, görülmesi gerekeni görüp, yapılması gerekeni yapacak. Elbette bunun burada yazıldığı gibi kolay olmadığını biliyorum. Hele ki söz konusu bu menzil ise; nefste çok sıkı yer tutunduğunu ve kökleştiğini anlıyorum. Tabiri caizse insana "canından can kopuyor" hissi verir.
Toprak elementini temsil eden bu menzil, toprak seviyesinde bir nefsin Rabbine teslim oluşunu anlatıyor. Toprak seviyesinde ve Mümit esmasının yönetiminde Rabbin terbiyesi;
kulunun kendisine, tıpkı bir ölünün toprağa girişi ile başına gelecek hiç bir şeye gücü yetmeksizin teslim oluşu gibi teslim olmasını temsil ediyor.
Bir yanda yeni fırsatlar, yeniden doğuş ve yeniden tazeleniş, sabırsız bir yürek, yüksek mertebeler, ama diğer yanda kaide, kurallar ve sistemin çökmüş ve köhne yapısı ile karşımıza çıkan zorlukları var. Bu ölmüş olan yapıyı yeniden dönüştürmeden yeni bir diriliş ile dirilmek mümkün mü? Hem çökmüş ve bitmiş olanı devam ettirmek isteyeceğiz, hem de yeniden bir diriliş ile yüksek mertebelere çıkacağız ve mutlu olacağız? İşte süreç bunun zorluğunu ve hatta olamayacağının darbesini vuruyor.
Saturn Pluto ve Güney Düğüm ile açığa çıkan, geçmişten beri taşıdığımız yüklerin, artık sırtımızda çürüdüğünü de gösteriyor. Çürüyen ve kokmuş olan tüm anlayış, bakış açısı,ahlaki çöküş, kurallar hatta yasalar...
kör, bağnaz, tutucu ve "Nuh der peygamber demez" davranışlarının yoğun baskısının hissedildiği zamanlar... Her tarafta görülen yapının yozlaşmış bir noktaya doğru geldiği. Bir takım düzenlemelerin sırf topluma yeni şeyler yapılıyormuş hissi verilerek yapılmasından çok, hakiki bir "adalet sistemi"nin kurulmasının zorunluluğu ve baskısı da devlet yöneticilerinin ve sistemin bağnaz bağlılarının üzerinde bir ölüm orağı gibi duruyor. Tabii sembolik bir anlatım ile yapıyorum bunu.
Taraflar birbirlerini tehdit ediyor, aba altından sopa gösteriyor ve süreci işin içinden çıkılmaz bir hale doğru sürüklüyor, güç savaşları .(Güneş Koç - Saturn Oğlak) Halkın sabırsızlığı ve yenilenme ihtiyacı ise gözden kaçmıyor. Ama yıldızlar sadece değişim içeren ama yenilenme içermeyen hiç bir değişimi de onaylamıyor malesef. Köklü değişim ve dönüşümlerin önü açılmadığı sürece, toplum sonu olmayan bir baskı, korku ve geçmişin travmatik yüklerinden kurtulamayacak.
Türkiye haritasında gözlenen ise; yedinci evde gerçekleşen bu baskı ve dönüşümün zorunlu olduğu alan, dış ülkeler, uluslararası ilişkiler ve ticaret, adalet temalarını içeriyor. Hükümet karşıtları, suçlular, muhalefet ve mitingler de bu evle ilgili konular. Yöneticilerin ciddi bir gerilim ve kaos ortamından çok "Adalet" anlayışının ve ahlakının zorunluluğunu idrak etmeleri gerekli.
Bu süreç idrak edilmediği sürece gerek yöneticiler, gerekse ülke baskı, zorluk ve zorbalıktan kurtulamayacak. Durum daha da ağırlaşacaktır. Çünkü Saturn Güney Düğüm ve Pluto üçlüsü geçmişten gelen tüm olumsuzlukları açığa çıkarıyor.
Bireylerin burada kendi yaşamlarına düşen payı görmeleri ve her ferdin kendisini gerçekleştiren bir kehanete dönüşmesi gerekiyor. Özgürlük mü istiyorsunuz? Öyle ise önce ferd ve birey olmanın manası ve hakikatini gerçekleştirin. Güneş ve Ay Koç burcunda; "HAKİKATİ FERDİYYE"yi bilmeye çabalamak, anlamaya çabalamak, yaşamaya çabalamak gerekmez mi? Herkes karanlıkta filin bir yerinden tutmuş kendisini ilan ediyor. Bu yarım oluşlar aslında olamayışlar yüzünden... Oysa istenen;
gökleri çökertecek ve yeni kurbağa diliyle bütün "dikey"leri "yatay" hale getirecek bir nida kopararak "mukaddes emaneti ne yaptınız? " diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik...
dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik..."
Necib Fazıl
Yorumlar
Yorum Gönder