MERKÜR AKREP BURCUNDA

Merkür Akrep burcunda, Gufur yani affedici, örtücü manasında bir menzilin içinde hareket ediyor. Olumsuz hislerin düşüncelere ve sözlere dönüşebileceği bir döneme giriyoruz. Gufur ise affedici olmayı ve örtmeyi öğretmek istiyor bize.

Bu menzil Musavvir esması ile yaratılışın sanatını yani suretlendirmeyi ve güzelliği... ve bunun insanın kalp ve ruh güzelliği ile tamamlanışını anlatır. Hz. Yusuf'un makamıdır burası. Böylece İnsanın, yaratılışta da güzellikte de son nokta olduğu hakikati sarıyor kalbimizi. Bu dönem, yaratılıştaki güzellik hislerinin düşünce, fikir ve sanata dönüşmesi ile belki de en saf ve güzel halini bulur. 

Çünkü hız. Yusuf'un imtihanı tam da bu güzelliğe eriştiren bir sahada gerçekleşti. O, hem çocukluktan kardeşlerinin entrikalarına maruz kaldı hem de aşık bir kadının şiddetine... her hal içinde kendini muhafaza eden, nefsinin öfkesinden, hırsından ve intikam alma isteğinden kendini koruyan, aşka rağmen şehvetine hakim olan üstün bir güzel ahlak sergileyerek, yaşamında maruz kaldığı Akrep burcu temalarının tamamına güzel ahlak ile cevap vererek, hem Peygamberlik seviyesinde hem de insani mertebede bu makamda bize gösterilen ve sunulan gerçek;

suretlerinizin güzelliği kadar, ruhlarınızın güzelliği ile de saf olarak kalmak için mücadele edin o suretler içinde.

Çünkü Akrep burcu insanın en karanlık yüzüne tecessüs eden bir dedektif gibidir. Güçlü tutkuları, hırsları ve arzuları vardır. Kimi zaman kendini unutan bir dedektif gibidir. Başkası üzerinde güç ve hakimiyeti, onun bütün unsurlarına sirayet ederek kurmak ister. Psikolojik seviyede cinsel kimliğin de öne çıktığı ve kendini gösterdiği manipülatif ve gizemli oyunların içinde kendini gösterir. İnsan doğasının en gizemli ve bilinmeyen sırlarının içine korkusuzca dalar ama kendisi ile yüzleşmesi ve bu karanlığın kendi içinde de olduğunu bilmesi ve yüzleşmesi kaçınılmazdır. Yöneticisi Mars, Koç burcunda olduğu gibi doğrudan yüzyüze çarpışmaz burada. Bilinmeyen yollar ve taktikler ile rakibini alt etmek ister. Casusluk savaşları ve düşmanın zayıf taraflarını bilmek onun işidir. 

Kokuların, seslerin ve konuşmaların nefsine ve ruhuna sirayet ettiği küçük yaşlardan itibaren, tutkulu bir mizaç geliştirir. Ölüm ve cinsellik konuları içinde atbaşı yarışır. Öfkesi ve kızgınlığı intikama dönüşür. İnatçı mizacı ile dikkat çeker. Kimseyi dinlemeyi sevmez, tutkuyla sevdiklerinden başka... "Ya hep ya hiç" tavrı, "ölümüne korkusuz" davranışları ile dikkat çeker. Tabii Akrep burcu olan herkes bu nitelikleri kuşanmayabilir. Çünkü kimi Akrep burçları bir o kadar da korkak olabiliyor gerçek hayatta. Bu tamamen haritadaki gezegen açılarıyla ilgili bir olaydır çoğunlukla. Ama bir yandan Akreb burcu insanında her hissin kuvveti gibi korkular da çok güçlüdür. Savaşçı özelliği güçlü çıkarsa ne ala. Yoksa bu özellikleri pısırık bir savaşçıya çevirir onu. 

Şimdi dönelim, Merkür Akrep ne demek?

Merkür iletişimin ve habercinin sembolü... Akrep ise dişil ve sabit bir burç. 

İletişimde, derinliğine nüfuz etme, etkileme, tesiri altına alma... kendini belli etmeden sessizce dinleyerek ve izleyerek hadiselerin ve olayların içyüzünü anlama, kavrama, çözme... bilinmeyen ve bulunmayan şeyleri bulma, araştırma ya da  bir iletişim vesilesi ile öğrenme... konuşmada keskin ve kararlı tutum... karşısına çıkan şeylerin içyüzüne sirayet ederek vakıf olmak... nefsinin hiç bilmediği olumlu ve olumsuz bir çok yönüyle yüzleşmek... sivri dilli olmak... İletişimde rahatsızlık veren iğneleyici konuşmalar... başkalarının kusurlarını araştırma, casusluk, gizli saklı, ayıp arayan dedikodular, birilerinin ağzından laf almak için yapılan manipülasyonlar... vb pek çok özellikleri ile dikkati çeker. Uyanık olun.

Bir Akrep burcu değil ama Baudelaire'nin "Portre" şiiri korkuları ile savaşan tutkulu bir aşık olan Akrep burcunu güzel anlatır. Baudelaire Akrep olmasa da haritasında Venüs (Koç) Mars (Balık) kavuşumu ve Merkür, Mars,Pluto kavuşumu Akreb' i aratmayan bir stelyum içeriyor. Üstelik Balık burcunda bir stelyum bu.

PORTRE

Hastalık ve ölüm çevirir küle

Bütün ateşleri bizim'çin yanan.

Aşk ve şevk dolu bu iri gözlerle,

Kalbimin boğulduğu bu ağızdan,

Bu öpüşten merhem gibi etkili,

Bu coşkudan bir ışık kadar keskin,

Ne kalır? Ruhum, bu dehşet verici! 

Sadece üç çizgi, soluk bir resim,

Ölür, benim gibi bir yalnızlıkta,

Ve zaman, o küfürbaz ihtiyar ki,

Sürtünüyor her gün sert kanadıyla...

Hayat ve Sanatın kara katili,

Öldürmeyeceksin bende kalanı

Zevkim ve şanım olan kadını!